Kadın üreme sağlığının önemli göstergelerinden biri olan adet döngüsü, belirli bir düzen içinde işler. Ancak bu döngüde meydana gelen düzensizlikler veya alışılmışın dışında gerçekleşen vajinal kanamalar, “anormal vajinal kanama” olarak tanımlanır ve çoğu zaman altta yatan bir durumun belirtisidir.
Kadınlarda adet döngüsü genellikle 24 ila 35 gün arasında seyreder ve ortalama 3 ila 7 gün süren kanamalarla kendini gösterir. Kanama miktarı genellikle 30-40 mL civarındadır ve 80 mL’yi geçmesi anormal kabul edilir. Ancak günlük yaşamda kanama miktarını mililitre cinsinden ölçmek mümkün değildir. Büyük pıhtılar, ped taşmaları ya da çocuk bezi kullanma ihtiyacı gibi durumlar, kanamanın fazla olduğuna dair önemli göstergelerdir.
Adet dönemi dışında meydana gelen, adet kanamasının süresinde, miktarında veya sıklığında gözlenen değişiklikler anormal kanama olarak değerlendirilir. Bu tür kanamalar, çocukluk çağından başlayarak menopoz sonrası döneme kadar her yaş grubunda farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Anne karnında annenin hormonlarına maruz kalan bebekte, doğumdan sonraki ilk haftalarda kısa süreli vajinal kanama görülebilir. Bu durum genellikle fizyolojiktir ve kendiliğinden geçer.
Ergenlik döneminde yumurtlama düzeninin tam olarak oturmamış olması veya altta yatan bir pıhtılaşma bozukluğu nedeniyle uzun süren, yoğun adet kanamaları görülebilir.
Bu dönemde anormal kanamalar daha çok şu nedenlerle ilişkilidir:
Menopozdan sonra meydana gelen her türlü vajinal kanama mutlaka ciddiye alınmalı ve değerlendirilmelidir. Bu dönemde en sık neden östrojen seviyesindeki düşüş olsa da rahim veya rahim ağzı kanseri gibi ciddi durumlar mutlaka dışlanmalıdır.
Yumurtlama düzeninin bozulduğu durumlarda östrojen hormonu rahim içini sürekli uyarır, ancak karşılık gelen progesteron hormonu salgılanmadığı için denge bozulur ve rahim iç tabakası düzensiz şekilde dökülmeye başlar. Bu durum genellikle düzensiz, uzun süren ve yoğun kanamalara yol açar. Polikistik over sendromu (PKOS) bu durumun en bilinen nedenlerindendir.
Rahim iç tabakasında gelişen iyi huylu oluşumlardır. Genellikle adet dışında lekelenme tarzında kanamalara veya adet sonrasında uzayan kanamalara neden olabilirler. Tanı ultrasonografi ile konabilir, tedavi genellikle histeroskopi ile polipin çıkarılmasıdır.
Rahim duvarında yer alan iyi huylu tümöral yapılardır. Kanamaya neden olma potansiyeli özellikle rahim iç tabakasına yakın (submüköz) yerleşen myomlarda fazladır. Ayrıca adet miktarında artış, ara kanamalar veya kasık ağrısı gibi şikâyetlere yol açabilir.
Rahim ağzında yer alan enfeksiyonlar, yaralar veya kanser öncesi lezyonlar ilişki sonrası kanama, kötü kokulu akıntı ve ara kanama gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Tarama testleri (smear ve HPV testi) erken tanı açısından büyük önem taşır.
Bu dönemde görülen vajinal kanamalar her zaman dikkatle değerlendirilmelidir. Rahim iç tabakasında incelme (atrofi) veya rahim kanseri gibi ciddi nedenler söz konusu olabilir.
Adet gecikmesinden sonra başlayan vajinal kanamalar gebelikle ilişkili olabilir. Bu durum düşük tehdidi, dış gebelik veya düşük gibi farklı nedenlerle ilişkili olabilir ve acil değerlendirme gerektirir.
Organik bir neden saptanamayan durumlarda ortaya çıkar. Hormonal dengesizlikler sonucunda gelişir. Tanı koymak için diğer tüm nedenler dışlanmalı ve kanama şekli detaylı incelenmelidir.
Anormal kanamayla başvuran hastalarda ilk adım ayrıntılı bir tıbbi hikaye ve jinekolojik muayenedir. Gerekli durumlarda şu yöntemlere başvurulur:
Anormal kanamanın tedavisi altta yatan nedene göre planlanır. Başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:
Aşağıdaki durumlarda mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmanız önerilir:
Unutmayın: Her anormal kanama, mutlaka ciddi bir hastalık anlamına gelmeyebilir ancak altta yatan nedenin doğru şekilde araştırılması için kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Erken tanı, olası ciddi durumların önüne geçmek için her zaman en etkili yaklaşımdır.